Bankacıların maaşlarının düşük olması dışarıdan birisi için oldukça şaşırtıcı görünüyor. Zira kendilerini “para hamalı" olarak adlandıran personel finans kapitalin merkezlerinde çalışıyor, neredeyse tüm para dolaşımı buradan dönüyor. Buna rağmen asgari ücretlerle çalışıyor olunması ve asgari ücretin de açlık sınırında olması oldukça trajikomik.
2025 yılı için Kamu ve özel banka kurumları çalışanlarına zam oranlarını açıkladı. Bu yapılan zamlardan bir çok personel memnun kalmadı. Çalışanların günlük hayatta karşılaştığı enflasyon ile açıklanan resmi enflasyon oranları uyuşmuyor. Yapılan zamlarda ise genellikle resmi enflasyon baz alındığından personelin aldığı ücret gittikçe asgariye yaklaşarak en sonunda da bankalardaki genel ücret asgari olmuş oldu. Bu durum ülkedeki ekonomik durum ile de izah edilemez, çünkü bankaların ve benzeri finans kuruluşlarının kar oranları geçmiş yıllara oranla oldukça arttı. Sektördeki gelir dağılımındaki bu dengesizliğin tek bir açıklaması kalıyor geriye; Banka emekçilerinin sendikal örgütlülüklerinin ya çok zayıf ya da hiç olmaması. Geçmiş yıllarda Banka çalışanlarının tamamına yakını sendikalı olduğu gibi, mevcut sendikal yapılar da daha şeffaf ve hesap sorulabilir pozisyondaydı. Sendikamız BANK-SEN bu eksikliğin de farkında olarak çalışmalarını artırmış sektördeki emekçilerin sesi olmaya kararlı bir şekilde örgütlenme çalışmalarına ve çağrısına ivme kazandırmıştır. Tüm finans sektöründeki işçi arkadaşlarımızı bu birlikteliği büyütmeye çağırıyoruz. Yoksulluk kaderimiz değil; holdinglerin, finans kurumlarının emeğimizi daha çok sömürmek istemesinin bir sonucudur.